Sezaryenle yapılan doğumun ardından, anne adaylarının bir sonraki çocuğunu normal doğumla dünyaya getirmesi süreci, genelde bazı rizikolar içerdiği düşünülerek tercih edilmemekteydi. Bunun en önemli sebebi ise sezaryen sırasında rahimde oluşturulan keselerin normal doku gibi iyileşme özelliklerinin bulunmamasıydı.
Sezaryen sonrasında oluşan skar yani yara izi dokusunun, normal doğumdaki kasılma sırasında yırtılma riski, anne ve bebeğin yaşamı için tehlike oluşturmaktaydı. Yapılan yayınlarda %1-3 arasında değişen bu risk de dikkate alınarak, çağımızda artık sezaryen sonrası da normal doğum seçeneği de gündeme gelmektedir.
Ancak eğer anne ve baba adaylarının bu risklere karşı doktor tarafından ayrıntılı olarak bilgilendirilmesi gerekir. SSVD için gerekli süre 2-2,5 yıl.
Sezaryen sonrası normal doğumda riski artıran veya azaltan durumlar söz konusudur. SSVD adayı anne, daha önce normal doğum yapmış veya sezaryen sonrası normal doğumla yeniden çocuk sahibi olmuşsa, SSVD ile normal doğum yapma şansı yüksektir. Anne bir kez normal doğum yapmış ve ikinci çocuğunu sezaryenle dünyaya getirmişse, üçüncü çocuğunu da normal yolla doğurma şansı artmaktadır.
Sezaryen sonrası normal doğum için gereken aradaki süre ortalama 2-2,5 yıl olarak belirlenmiştir ve anne adaylarının bu süre zarfında beklemeleri önerilmektedir. Sezaryen sonrası doku iyileşmesinin zaman alması ve bu sürenin altındaki normal doğumlarda rüptür denilen rahim yırtılma riskinin bulunması bekleme süresi için en önemli sebeplerdir.
Gebeliğin 36’ıncı haftasından sonra bebek ağır ağır rahme doğru yerleşmektedir. Anne adayının 38-39’uncu haftada jinekolojik muayenesinin dikkatli bir şekilde yapılması gerekir. Rahim açıklığı, bebeğin kilosu, doğum kanalının ve bebeğin pozisyonu dikkatli bir biçimde değerlendirilmelidir. Sorunsuz bir doğum için anne ve bebek sağlığı da uygunsa 40-41’inci haftaya kadar beklenilebilir.
Sezaryen sonrası normal doğumda hastanın kendi ağrılarının oluşmasını beklemek, bebeğin doğum kanalına yerleşmesi için çok daha uygundur. Bebeğin baş pozisyonu haftalık milimetrik oynamalarla rahme girmektedir. Bu durumda zamansız verilecek suni sancı bebeğin uygun pozisyon almasına engel olabilir. Aynı zamanda suni sancı sezaryen sonrası normal doğumda rahmin yırtılma riskini çok fazla artırmakta ve önerilmemektedir. Bebeğin rahme yerleşirken rahatlığının sağlanması ve annenin psikolojik olarak doğuma hazır olması son derece önemlidir.
Normal doğumu kolaylaştırıcı egzersizler…
Geçmişte normal doğumun bu güne göre daha problemsiz şekilde gerçekleşmesi, mesane ve rahim arasında hamak görevi yapan pelvik kasları güçlendiren haraketli yaşama bağlıydı. Ancak giderek hareketsizleşen yaşam biçimi, bayanların pelvik kaslarının gelişimine de engel olmaktadır. Bu sebeple gebeliğin 28’inci haftasından sonra anne adaylarına bir takım gebelik egzersizleri önerilmekte ve doğum kanalındaki bu kasların güçlendirilmesi temin edilmektedir.
Pelvik kasların kasılmasını sağlamayı başaran ve günlük 15-20 dakika yapılabilecek “kegel egzersizleri” hem doğumu kolaylaştırmakta hem de ilerleyen yaşlarda ortaya çıkabilecek idrar kaçırma ve rahim sarkması gibi problemlerin sıklığını azaltmaktadır. Düzenli yapılan yoga ve pilates de bir hayli yararlıdır. Bunun yanında pelvik taban kaslarının kanlanmasını, elastikiyetini ve gevşemesi artıran perine masajının da uygun haftalarda yapılması doğal doğum sürecine katkıda bulunmaktadır.
Hangi durumlarda sezaryen sonrası normal doğum yapılamaz?
• Anne adayının, sezaryen gerekliliğinin sürmesi veya normal doğum yapmasına engel sağlık sorunu bulunması
• Sezaryen sırasında rahim kesesinin dikey yapılmış olması
• Daha önce rahimle ilgili herhangi bir sebeple ameliyat geçirilmiş olması
• Anne adaylarının diyabet ve hipertansiyon hastası olması
• Doğum kanalının uygun olmaması ya da bu bölgede doğuştan bir darlığın bulunması
• Acil sezaryen yapacak sağlık kuruluşlarına ulaşma riskinin bulunması